7.sınıf Türkçe
Ses Bilgisi (7. Sınıf)

Ses: İnsanlar duygu ve düşüncelerini dil aracılığıyla aktarırlar. Dil sözcüklerden oluşur. Sözcükler seslerden  oluşan anlamlı bütünlerdir.

Ses, dilin söylenen ve duyulan en küçük parçasıdır. Harfler, sesleri yazıda gösteren işaretlerdir.

Dilimizde sesler ünlü ve ünsüz olmak üzere ikiye ayrılır.

 

Ünlüler (Sesliler): Ses yolunda herhangi bir engele çarpmadan çikan seslere ünlü denir. Dilimizde sekiz ünlü harf vardır: a, e, ı, i, o, ö, u, ü. Ünlü harflerin her birinin üç özelliği vardır.

Aşağıdaki tabloda ünlüler bu özelliklerine göre gruplandırılmıştır:


 

 

Düz 

 

Yuvarlak 

 
  GENİŞ  DAR  GENİŞ  DAR
KALIN   a ı  o  u 
İNCE   e i  ö  ü 


Büyük Ünlü Uyumu


Bu uyuma kalınlık-incelik uyumu da denir. Bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de kalın; ince bir ünlü (e, i, ö, ü) bulunuyorsa diğer hecelerdeki ünlüler de ince olur.

  • çalışmak, okullarımız, etkisiz, öğrenciler... 


Yukarıdaki örneklerde sözcükler, kalınlık-incelik bakımından uyumlu olduklarından büyük ünlü uyumuna uymaktadır.

Örnek Soru - 1:

Aşağıdaki sözcüklerden hangisi büyük ünlü uyumuna uymaz?


A) sınırlı                                             
B) görgülü
C) bakımsız                                      
D) meraklı

Yanıt: D

 

Örnek Soru - 2

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük ünlü uyumuna aykırı sözcük yoktur?

A)   Isıtılan demir genişler.
B)   Çalışan insan her zaman başarır.
C)   imzalanacak çok belge var.
D)   Kardeşimle ödevlerimi yazıyorum.

Yanıt: A

 

Örnek Soru - 3:

Aşağıdaki kelimelerin hangisinde büyük sesli uyumu aranır?

A) Kütüphane                                     B) Söz
C) Öğrenci                                         D) Televizyon
(1991-KLJ)

Yanıt: C

Uyarı:  Bazı sözcükler Türkçe oldukları hâlde zamanla değişikliğe uğradığı için ünlü uyumuna uymamaktadır.

 

ESKİDEN  GÜNÜMÜZDE 
karındaş kardeş 
alma  elma 
ana  anne 
kangı  hangi 

 

Aşağıdaki ekler tek biçimli olduğu için büyük ünlü uyumuna uymaz:

  • -yor ==> geliyor
     
  • -ken ==> koşarken
     
  • -leyin ==> akşamleyin
     
  • -(ı)mtırak ==> ekşimtırak
     
  • -ki ==> bununki
     
  • -daş ==> meslektaş


Küçük Ünlü Uyumu


Bu uyuma düzlük-yuvarlaklık uyumu da denir. Küçük ünlü uyumunda iki kural vardır:


a.  Bir sözcüğün ilk hecesinde düz ünlü (a, e, ı, i) varsa onu takip eden hecelerde düz ünlüler bulunur:

  • kitaplık, erdemli...

b. Bir sözcüğün ilk hecesinde yuvarlak ünlü (o, ö, u, ü) varsa bu heceyi izleyen ilk hecede düz-geniş ünlü (a, e) veya dar-yuvarlak ünlü (u, ü) bulunur:

  • okumaktan, örnekler, umutlar...


Uyarı: Küçük ünlü uyumunda hece takibi vardır. Yani birinci heceyle ikinci, ikinci heceyle de üçüncü hecenin uyumlu olması gerekir:

  • gözlerimiz, gördükleri, öğrenci...
     

Ünlü uyumlarının aranmadığı sözcükler:

 

  • Tek heceli sözcük: ev, sert, ilk...
  • Birleşik sözcükler: birkaç, Karagöz, ilkokul...
  • Yabancı sözcükler: medya, kaset, şeffaf...

 

Uyarı:  Kimi sözcükler Türkçe oldukları hâlde küçük ünlü uyumuna uymamaktadır.

  • çamur
  • yağmur
  • karpuz

 

Örnek Soru - 4:
 

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük küçük ünlü uyumuna uymamaktadır?

A)  Soğanı iyice kavur.
B)  Dergileri rafa diziver.
C)  Artık bu masal kabak tadı verdi.
D)  Gölün suyu çekildi.

Yanıt: A

 

Ünsüzler (Sessizler)

Ses yolunda bir engele çarparak çıkan seslere ünsüz denir.

Dilimizde yirmi bir ünsüz vardır: b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, I, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z.

Ses tellerinin titreşmesiyle oluşan ünsüzlere yumuşak ünsüzler adı verilir: b, c, d, g, ğ, j, I, m, n, r, v, y, z.

Ses telleri titreşmeden oluşan ünsüzlere sert ünsüzler adı verilir: ç, f, h, k, p, s, ş, t.

Türkçede Hece Çeşitleri

Bir solukta çıkarılan ses ya da ses birliğine hece denir.

Hece sayısını ünlüler belirler. Bir sözcükte kaç tane ünlü varsa o kadar hece vardır. Örneğin, "bek-let-ti" sözcüğünde üç ünlü bulunduğundan bu sözcük üç hecelidir.

Dilimizde altı çeşit hece vardır:

1.  Bir ünlüden oluşan heceler: o, a
2.  Bir ünsüz, bir ünlüden oluşan heceler: su, bu, ne...
3.  Bir ünlü, bir ünsüzden oluşan heceler: ev, at, ol, es...
4.  Bir ünlü, iki ünsüzden oluşan heceler: üst, art, ilk...
5.  Bir ünsüz, bir ünlü ve bir ünsüzden oluşan heceler: bak, yer, yat...
6.  Bir ünsüz, bir ünlü ve iki ünsüzden oluşan heceler: Türk, dert, kırk...

SES OLAYLARI


Ünsüz Yumuşaması


Türkçe sözcüklerin sonunda "b, c, d, g" yumuşak ünsüzleri bulunmaz; bunların yerine "p, ç, t, k" sert ünsüzleri bulunur, "p, ç, t, k" ile biten bir sözcüğe ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde

"p>b'ye,

ç>c'ye,

t>d'ye,

k>g, ğ'ye"

dönüşür. Bu ses olayına ünsüz yumuşaması denir.

  • çorap-ı > çorabı
  • kaşık-ı > kaşığı
  • renk-i   > rengi
  • kurt-u   > kurdu
  • amaç-ı > amacı

Uyarı:  Özel adlarda, çoğu tek heceli sözcüklerde ve yabancı sözcüklerde ünsüz yumuşaması olmaz.

  • Zonguldak'a 
  • Burak'ı
  • kat-ı>katı    
  • çöp-ü>çöpü
  • jilet-i>jileti    
  • hukuk-u> hukuku

Örnek Soru - 5:


Aşağıdaki kelimelerden hangisine sesliyle başlayan bir ek getirildiğinde yumuşama görülmez?

A) Kırbaç                                           B) Yatak
C) Devlet                                           D) Kebap
(1993-DPY)

Yanıt: D

Örnek Soru - 6:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sert ünsüz yumuşaması yoktur?

A)   Bu işten umudum kesildi.
B)   Soğuğa karşı tedbirli olmalıyız.
C)   Yaz tatilinde oldukça dinlendik.
D)   Kitabımı çantaya yerleştirdim.
(1994-DPY)

Yanıt: C


Ünsüz Benzeşmesi (Sertleşme)

Türkçede sert ünsüzlerle (p, ç, t, k, s, ş, f, h) biten sözcüklere "c, d, g" ünsüzleri ile başlayan bir ek getirildiğinde ekteki "c, d, g" ünsüzleri "ç, t, k"ye dönüşür. Bu duruma ünsüz sertleşmesi ya da ünsüz benzeşmesi denir.

  • sınıf - ça ==> sınıfça
  • git - di ==> gitti
  • Türk - çe ==> Türkçe
  • ağaç - da ==> ağaçta
  • savaş - çı ==> savaşçı
  • sabah - dan ==> sabahtan
  • matkap - dan ==> matkaptan

* Rakamlara ek getirilirken de sert ünsüz uyumu kuralına uyulur.

  • 1973'de değil, 1973'te olmalı. Çünkü 3(üç) ç ile bittiğinden d ile başlayan ek t ile başlamalı.

 

  • Saat 5'de değil 5' te,

 

  • 1994'de değil 1994'te...

Örnek Soru - 7:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sert ünsüz benzeşmesine örnek vardır?

A)  Bu sokağın yolları çok bozuk.
B)  Baskın basanındır, derler.
C)  Kapalı yollar bir bir açılıyor.
D)  Her söze hemen inanır.
(1993-DPY)

Yanıt: B

Örnek Soru - 8:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ünsüz yumuşamasına uğramış bir sözcük yoktur?

A) Anahtarı bulamayınca kilidi kırdılar.
B) Kardeşim kızamığa yakalandı.
C) Barışmaları için kardeşim aracı oldu.
D) Masadaki kitabı bana verir misin?
(1996-ATML)

Yanıt: C


n>m değişimi


Dilimizde "b" ünsüzünden önce gelen "n" ünsüzü "m"ye dönüşür.

  • tenbel      > tembel
  • canbaz     > cambaz
  • perşenbe  > perşembe

Uyarı: Özel adlarda ve birleşik sözcüklerde bu kurala uyulmaz.

  • İstanbul, sonbahar, Zeytinbumu, binbaşı...

     


Kaynaştırma (Koruyucu) Ünsüzleri


Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmaz. Ünlü ile biten bir sözcüğe, ünlü ile başlayan ekler gelecek olursa bu iki ünlü arasına "y-ş-s-n" ünsüzlerinden biri girer.

 

  • masa-s-ı
  • masa-y-ı
  • bahçe-s-i
  • bahçe-y-i
  • iki-ş-er
  • altı-ş-ar

Uyarı: Kaynaştırma ünsüzleri sözcüğün kökünde aranmaz.

  • kayık, kaşık...

Bu sözcüklerdeki altı çizili ünsüzler kaynaştırma değildir.

 

Uyarı:

  • "Senin kitab-ın-ı aldım." cümlesinde altı çizili "-in" eki iyelik ekidir, kaynaştırma ünsüzü yoktur.
  • "Onun kitab-ı-n-ı aldım." cümlesinde iyelik eki "-ı" olduğu için "n" kaynaştırma ünsüzüdür.

 

Örnek Soru -9:


Aşağıdaki sözcüklerden hangisinde kaynaştırma ünsüzü yoktur?

A) Yirmişer                                         B) Kapıya
C) Halısı                                             D) Düğünün

Yanıt: D

 


Ulama


Ulama, ünsüzle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük geldiğinde, önceki sözcüğün son ünsüzünün sonrakinin başına eklenerek okunmasıdır.

  • sabah oldu

 

  • açık   alan

 

  • Onlar ile korularda el ele tutuşun.

Uyarı: Aralarında noktalama işareti bulunan sözcükler arasında ulama olmaz.

  • "Kardeşim,  eve geldi."

Bu cümlede belirlenen yerde ulama yoktur.

 

Örnek Soru - 10:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ulama yoktur?

A)  Sultan Murat eydür, gelsün göreyim.
B)  Nice kahramandır ben de bileyim.
C)  Vezirlik isterse üç tuğ vereyim.
D)  Yiğitlere serdar oldu Genç Osman.
(1993 DPY)

Yanıt: B 

 


Ünlü Daralması

Şimdiki zaman eki "-yor"daki "y" sesi kendinden önce gelen geniş ünlüleri (a, e) daraltıp "ı, i, u, ü"ye dönüştürür.

  • ara - yor > arıyor
  • temizle - yor > temizliyor
  • görme - yor > görmüyor
  • unutma - yor > unutmuyor
  • de - yor > diyor

* Kimi zaman kaynaştırma harfi "y"nin de böyle bir daralmaya yol açtığı görülür.

  • ye - y - ecek > yiyecek
  • de - y - e > diye ...

Ünlü (Hece) Düşmesi


İkinci hecelerinde dar ünlü (ı, i, u, ü) bulunan sözcüklere, ünlü ile başlayan ekler getirildiğinde ikinci hecedeki dar ünlü düşer. Bu kurala ünlü düşmesi veya hece düşmesi denir.

  • alın -ı > alnı            
  • nabız -ı > nabzı
  • nesil - i > nesli           
  • sabır - im > sabrım
  • oğul - u > oğlu          
  • kayın-ı > kaynı
  • devir - im > devrim   
  • ayır - ıl > ayrıl
  • ileri - le > ilerle        
  • sıyır - ık > sıyrık

* Birleşik sözcük yapılırken de hece düşmesi olabilir:

  • kayıp olmak > kaybolmak
  • sabır etmek > sabretmek
  • devir etmek > devretmek

 

Aşınma

Aşınma, ünlü ile biten bir sözcüğün ünlü ile başlayan bir sözcükle birleşmesi sırasında iki ünlüden birinin düşmesi olayıdır.

  • cuma ertesi > cumartesi
  • ne için > niçin
  • kahve altı > kahvaltı

Bazı birleşik sözcüklerde iki ünlü yan yana olmadığı hâlde aşınma olur.

  • kayın ana > kaynana
  • pazar ertesi > pazartesi
  • biri birine > birbirine

 

Ünsüz Düşmesi

Sonunda "k" sesi olan sözcükler küçültme ekleri "-cık, -cik, -cek, -cak" ve "-I" yapım ekini aldığında, sözcüğün sonundaki "k" sesi düşer.

  • minik-cik > minicik         
  • ufak-cık > ufacık
  • alçak-l >alçal-              
  • küçük-l- >küçül- 


 

Örnek Soru - 11:

Aşağıdaki kelimelerin hangisinde sessiz düşmesi yoktur?

A) Küçücük                                        B) Büyücek
C) Ufacık                                           D) Kısacık
(1993 DPY)

Yanıt: D


Örnek Soru - 12:


Aşağıdaki kelimelerin hangisinde ses düşmesi vardır?

A) Biricik                                            B) Ufacık
C) Azıcık                                             D) İncecik
(1994 EML)

Yanıt: B 


Ünlü Türemesi

Küçültme eki "-cık, -cik" bazı sözcüklere eklenirken bu ekten önce bir ünlünün türediği görülür.

  • bir-cik     > bir-i-cik,
  • dar-cık    > dar-a-cık
  • az-cık     > az-ı-cık
  • genç-cik > genc-e-cik

Ünsüz Türemesi

Dilimize giren bazı yabancı sözcükler "etmek, olmak" fiilleriyle birleşik fiil oluşturduklarında ya da ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında, bu sözcüklerin asıl biçimlerinde olan ikinci ünsüz ortaya çıkar.

  • his et-   > hisset-            
  • hal et-  > hallet-
  • ret et-  > reddet-          
  • af ol-    > affol-
  • af-ı       > affı                 
  • hak-ım  > hakkım
  • zan-ım   > zannım

 

Sözcük Vurgusu


Sözcükte bir hecenin diğerlerine göre daha baskın okunmasıdır.

  • Türkçe sözcüklerde vurgu genelde son hecededir: çilek, sağlık, okul, kitap ...
     
  • Ekler vurguyu üzerlerine alır: çiçekler, kitapçı, arkadaşım ...
     
  • Olumsuzluk eki -ma, -me vurguyu kendinden önceki hecede bırakır: bekletme, başlama, anlamıyor...
     
  • Yer adlarında vurgu ilk hecede veya orta hecede olabilir: Aydın, Ordu, Erzurum; İstanbul, Edirne, Denizli ...
     
  • Pekiştirilmiş sözcüklerde ve ünlemlerde vurgu ilk hecededir: masmavi, sımsıcak, tertemiz ...
     

Örnek Soru - 13:

Aşağıdaki sözcüklerin hangisinde vurgu son hecededir?

A) Gitmiyor                                        B) Ağaçlar
C) Ankara                                          D) Yemyeşil

Yanıt: B 

 
Yazım (İmla) Kuralları (7. Sınıf)
Büyük Harflerin Kullanımı
 

* Cümlelerin başındaki sözcüğün ilk harfi büyük yazılır:

Maçı sonuna kadar izledim.

* Dize başlarındaki sözcükler büyük harfle başlar:

"Bu ne acayip bilmece,
Ne gündüz biter ne gece,
Kime söyleriz derdimizi,
Ne hekim anlar ne hoca."

 

* Bütün özel adlar büyük harfle başlar:

Hakan, Oya...

Çince, Almanca...

Türk Tarih Kurumu, Türk Hava Yolları...

Yaprak Dökümü, Mürebbiye... Babalar Günü, Sevgililer Günü...
 

* Sanlar veya unvanlar özel adla kullanılırsa büyük harfle başlar:

Vali Ahmet Bey geldi.
Yarın Yüzbaşı Serhat gidecek.

 

* Mektuplarda hitap sözleri büyük harfle başlar:

Kıymetli Arkadaşım,

Değerli Kardeşim,

* Astronomi ve coğrafya ile ilgili konularda "dünya, güneş, ay" ve gezegen adları terim olarak kullanılıyorsa büyük harfle başlar:

Önümüzdeki hafta Güneş tutulması olacakmış.
Yüzü ay parçası gibi.

* Yön adları bir özel adın önünde kullanılırsa büyük harfle başlar, yalnız kullanılırsa ya da yer adından sonra gelirse ilk harfleri küçük olur:

Her yıl, Güney Asya'da felâket olur.
Ülkemizde Yukarı Fırat oldukça verimlidir.
Türkiye'nin güneyinde Akdeniz vardır.

 

* Dağ, göl, ova adları büyük harfle başlar:

Ağrı Dağı, Van Gölü, Konya Ovası...
 

* Mahalle, sokak ve cadde adları büyük harfle başlar:

Vatan Mahallesi,  Mehtap Sokak, Cumhuriyet Caddesi...

Örnek Soru:


Aşağıdaki cümlelerin  hangisinde  büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yoktur?

A)   Köydeki çocuklara okumayı Fatma Hanım öğretti.
B)   Kaçakçılar güney Afrika'dan elmas kaçırıyor.
C)   Ameliyatı doktor Zeki bey yapacak.
D)   Bunu Türk Dili Dergisinde okudum.

Yanıt: A

 

"de"lerin Yazımı

Dilimizde iki ayrı "de" vardır:

Hâl eki "-de": Ek olan -de, kendinden önceki sözcüğe bitişik yazılır; ünlü uyumuna ve ünsüz benzeşmesine bağlı olarak "-de, -da, -te, -ta" biçimi vardır.

  • Bizi evde bekliyormuş.
  • Çocuklar sokakta oynuyor.

Hâl eki "-de" özel adlardan sonra geldiğinde kesme (') işareti ile ayrılarak yazılır.

  • İstanbul'da iş bulmuş.
  • Çantam Sibel'de kalmış.

Bağlaç olan "de": Bağlaç olan "de"nin yalnız "de" ve "da" biçimi vardır. Kendinden önceki sözcükten ayrı yazılır.

  • Mehmet de bizimle gelecek.
  • Gelirken elma da aldım.

Uyarı: Fiillerden sonra ve -ip, -ip, -up, -üp ekini alan fiillerden sonra gelen "da, de" bağlaçtır, her zaman ayrı yazılır:

  • Okudu da anladı.
  • anlayıp da, bilip de, üzülüp de...

 

Örnek Soru:


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "da, de'lerin yazımında bir yanlışlık yapılmıştır?

A)   Vaatleri sözde kaldı.
B)   Dün onları pazarda gördüm.
C)   Erhan da aradığın kitap vardı.
D)   Sözlerinde bir incelik vardı.

Yanıt: C

 

"ki'lerin Yazımı

Türkçede üç ayrı "ki" vardır:

İlgi zamiri "-ki": Tamlayan eki almış sözcüklere eklenir, eklendiği sözcüğe bitişik yazılır.

  • Bizim araba tamirde olduğundan onunkiyle gittik.
  • Kalemimi Ahmet'inkiyle değiştirdim.

Sıfat yapan "-ki": "-de" hâl eki almış sözcüklere eklenerek yer bildiren sıfatlar türetir. Eklendiği sözcüğe bitişik yazılır.

  • Evdeki hesap çarşıya uymaz.
  • Kitaptaki bütün konular, sınavda çıkacakmış.

Bu "-ki" zaman ve yer zarflarına eklenerek de sıfatlar türetir.

  • Sabahki olay bizi üzdü.
  • Dünkü sınav çok kolaydı.

Bağlaç olan "ki": Kendinden önceki sözcükten ayrı yazılır, başlı başına bir sözcüktür. Cümleleri birbirine ya da öğeleri cümleye bağlamak için kullanılır.

  • Çocuk öyle şirin ki...
  • Aydın ki çok güçlü, bunu kaldıramadı.

 

Uyarı: Fiillerden sonra gelen "ki" bağlaçtır ayrı yazılır:

  • Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.

  • Konuşma ki uyuyayım.

Uyarı:  "Sanki, halbuki, oysaki, mademki" sözcüklerindeki "ki"ler kalıplaşmıştır, bitişik yazılır.

Örnek Soru:

Hangi cümlede yazım yanlışı vardır?

A)   Öyle korkmuş ki yüzü sapsarı kesilmiş.
B)   Çok çalışmalısın ki başarabilesin.
C)   Gölün dalgaları denizlerin ki kadar büyük değildi.
D)   Öyle duygulu konuştu ki herkes etkilendi.
(1996-ATML)

Yanıt: C

 

"mi" Soru Ekinin Yazımı

"mi" soru eki cümleye soru anlamı katsın veya katmasın her zaman ayrı yazılır.

  • Okudu mu anlar.
  • Film bitti mi çıkacağız.
  • Onları hiç gördün mü?

* Şahıs ekleri "mi" soru ekinden sonra gelir ve ünlü uyumuna uyar.

  • Geziye katılacak mısın?
  • Alilerle konuşmuyor musun?

Örnek Soru:

Hangi cümlede yazım yanlışı vardır?

A)   Evi mi göreceksin?
B)   Kursa katılacak mısın?
C)   "Bu araba onunki mi?" diye sordu.
D)  Yarın Ahmet'mi gelecek?
(1998-DPY)

Yanıt: D


Sayıların Yazımı


Sayılar hem rakamla hem de yazıyla yazılabilir. Edebî yazılarda sayılar yazıyla ve her sözcüğü ayrı yazılır.

  • Tatile on üç gün kaldı.
  • Banka işlemlerinde sayılar bitişik yazılır:
  • Hesapta beşmilyondörtyüz lira var.

* Çok sıfırlı sayılarda ana sayı rakamla diğer kısım yazıyla yazılabilir:

  • İstanbul'da 500 bin konuta ihtiyaç var.

* Saatler, istatistik verileri ve bilimsel araştırma sonuçları rakamla yazılır:

  • Toplantı 20.40'ta başladı.
  • Karışıma bu maddeden 8 gram ekleyeceksin.

Ay ve Gün Adlarının Yazımı

Ay ve gün adları bir tarihle kullanıldığında büyük harfle başlar, diğer durumlarda küçük harfle yazılır.

  • Müzik kursları 16 Ekim'de başladı
  • Atatürk Samsun'a 19 Mayıs 1919'da çıktı.
  • Kardeşim 5 Mavıs 1987 Pazar günü doğmuş.
  • Okullar eylülde açılır, haziranda kapanır.

Kısaca: Rakam varsa ay ve gün adları büyük rakam yoksa küçük yazılır.

Birleşik Sözcüklerin Yazımı

Dilimizde birleşik sözcüklerin bitişik yazılabilmesi için birleşik sözcüğü oluşturan sözcüklerin ya ses değişikliğine ya da anlam değişikliğine uğraması gerekir.

* Sözcüklerin anlamını kaybetmesiyle bitişik yazılanlar:

  • imambayıldı
  • sivrisinek
  • kaptıkaçtı
  • görebilmek
  • görüvermek
  • bakakalmak
  • öleyazmak

* Ses düşmesi ya da türemesi yoluyla bitişik yazılanlar:
 

  • kayıp ol>kaybol
  • sabır et>sabret
  • kayın ana>kaynana
  • kahve altı>kahvaltı
  • ne için>niçin
  • his et>hisset
  • red et>reddet
  • af ol>affol

* Aşağıdaki birleşik sözcükler anlamlarını koruduklarından ayrı yazılır:

  • kuru fasulye
  • gül suyu
  • zeytin yağı
  • taş kömürü
  • bal arısı

İkilemelerin Yazımı

İkilemeler her zaman ayrı yazılır ve ikilemelerin arasına noktalama işareti konmaz.

  • ağır ağır, az çok, ağlaya sızlaya, dilden dile, el ele...

Kısaltmaların Yazımı


Kısaltma, bir sözcüğün ilk harfiyle ya da birkaç harfle gösterilmesidir.

* Birkaç sözcükten oluşan, kurum kuruluş durumundaki özel adların her sözcüğü bir harfle gösterilir.

  • TDK (Türk Dil Kurumu),
  • MEB ( Milli Eğitim Bakanlığı)

* Kısaltmaların yazımında araya nokta konmaz: THY, DSİ, TSK...

 

* Kısaltmalara ekler, son harfin okunuşuna göre eklenir:

  • DSİ'ne gittim, (yanlış)
  • DSİ'ye gittim, (doğru)
  • PTT'dan geliyor, (yanlış)
  • PTT'den geliyor, (doğru)

* Kısaltmayı oluşturan harfler bir sözcük gibi okunuyorsa ek, son harfin okunuşuna göre değil, sözcüğe eklenir gibi yazılır:

  • Babası TEK'de çalışıyor, (yanlış)
  • Babası TEK'te çalışıyor, (doğru)
  • Dün TEDAŞ'ye gittim, (yanlış)
  • Dün TEDAŞ'a gittim, (doğru)
Noktalama İşaretleri (7. Sınıf)

Noktalama işaretleri, yazıda anlamı aydınlatır, yanlış anlaşılmaların önüne geçer, okumayı düzenler ve kolaylaştırır. Bu işaretler duygu ve düşüncelerin daha açık anlatılmasına ve yazının düzenlenmesine yardımcı olur.

Nokta (.)

  • Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur: Öğrenciler arka bahçede oynuyor.
  • "-(ı)ncı" eki yerine kullanılır: Onlar 7. Sokak'ta oturuyor.
  • Tarihlerin yazılışında gün, ay, yıl rakamlarının arasına konur: 20.10.2000,05.06.1998...
  • Saatlerin yazımında saatle dakikayı gösteren rakamların arasında kullanılır: Sınav 21.30'da başlayacak.
  • Sözcük kısaltmalarının sonunda kullanılır: Dr., Doç. Dr., Prof. Dor., Av., s. (sayfa)
  • Çarpı işareti yerine kullanılır: 7.8=56

Uyarı: Kitap, dergi, yazı ve şiir başlıklarından sonra nokta konmaz.

Acımak, Bingöl Çobanları, Çalışma Tutkusu...

Virgül (,)

  • Cümlelerin, eş görevli sözcüklerin, söz gruplarının arasında kullanılır:

Kitapları ciltledi, rafa dizdi.

Annesini, kardeşini özlemiş.

Derginin son sayısı yeni denemecilere, yeni şairlere


  • Özne yüklemden uzak düşmüşse özneden sonra konur: Serhat, sabahları biraz yürüdükten sonra kahvaltı yapar.
  • Mektuplarda hitaplardan sonra konur: Aziz Dostum, Sevgili Kardeşim,
  • "Evet" ve "hayır" gibi sözlerden sonra konur: Evet, onları gördüm.
  • Anlam belirsizliğini gidermek için konur: Pencereden, akan insan seline bakıyorum.
  • Cümlede tekrarlanan sözler arasına konur: Akşam, yine akşam, yine akşam.
  • Cümlede ara söz göreviyle kullanılan açıklayıcı sözlerin başında ve sonunda virgül kullanılır:
  • Geçen hafta, senin İzmir'e gittiğin gün, İstanbul'a kar yağdı.

Uyarı: İkilemelerin arasına, tamlayan ile tamlananın arasına, "ve, veya" bağlaçlarından önce ve sonra virgül konmaz.

 

Noktalı Virgül (;)
  • Öğeleri virgülle ayrılmış cümleleri bağlamak için kullanılır: At ölür, meydan kalır; yiğit ölür şan kalır.
  • İki cümleyi birbirine bağlayan "ama, fakat, ancak" gibi bağlaçlardan önce konur:

Yemek yedi; ama çay içmedi.
Havuzda yüzebilirim; fakat denizde yüzemem.

  • Virgülle ayrılmış tür ve grupları birbirinden ayırmada kullanılır: Manavdan elma,  portakal;  patlıcan ve domates aldım.

Uyarı: Noktalı virgülden sonra sözcükler büyük harfle başlamaz.

Soru İşareti (?)

  • Soru anlamı taşıyan cümlelerin sonuna konur:

Dün kim size geldi?

Buradakileri tanıyor musun?

  • Sıralı cümlelerin her ikisinde de soru anlamı varsa soru işareti ikinci cümlenin sonuna konur: Sinemaya mı gidelim, yoksa tiyatroya mı?
  • Parantez içinde soru işaretinin kullanılması, cümleye alay veya bilginin şüpheyle karşılandığı anlamını katar: Babası gençliğinde çok iyi (?) güreşçiymiş.

Uyarı: Soru işaretinden sonra cümle büyük harfle başlar.

Üç Nokta (...)
 

  • Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur:

Gökyüzünde kara kara bulutlar...
Onunla yarın görüşürsem...

  • Benzer örneklerin devam ettiğini göstermek için konur: Bu bölgede birçok kuş vardı: kartal, şahin, atmaca...
  • Söylenmek istenmeyen sözler yerine konur: Ağzında... sözü çıktı.
  • Bir sözün alıntı olduğunu göstermek için kullanılır: ... Kendine uygun olmayan kalıplar içinde kötürümleşti.

Uyarı: Üç noktadan sonra büyük harfle başlanır.

 

İki Nokta (:)

  • Açıklama yapılacak cümlelerden sonra kullanılır: Masada her şey vardı: peynir, zeytin, bal, yağ...
  • Tırnak içine alınmış alıntı sözlerden önce iki nokta konur: Atalarımız: "Görünen köy kılavuz istemez." demiş.
  • Yazı içinde bir kişinin konuşmasını göstermek için, konuşma çizgisinden (-) önce konur.

Arkadaşına döndü:
- Eline sağlık, çok güzel olmuş, dedi.

  • İki  noktadan  sonra cümle  gelirse  büyük  harfle başlanır, cümle gelmezse küçük harfle başlanır. Dün farklı bir iş yaptım: Çalışma odamı boyadım.

Tırnak İşareti (" ")

  • Alıntı sözler tırnak içine alınır: "Zaman, en kıymetli hazinedir." derdi.
  • Cümlede belirtilmek istenen sözler tırnak içine alınır: Son yazısında "cesaret" kavramı üzerinde durmuş.
  • Eser adları tırnak içine alınır: Geçen hafta "Yaban"ı okudum.

Ünlem İşareti (!)

  • Şaşma, kızma, acıma, beğenme gibi duyguları içeren cümlelerin veya kelimelerin sonuna konur:

Ne ilginç bir kuş böyle!
Hey, buraya gelsene!
Tüh! Yine derse geç kaldım.

  • Parantez içinde kullanılan ünlem işareti cümleye alay, küçümseme anlamı katar: Mahallemizin en cesur (!) genci geliyor.

 

Kısa Çizgi (-)

Bu işarete hece birleştirme çizgisi de denir.

  • Satır sonuna sığmayan  sözcükler satır sonunda bölünürken kullanılır:
    ...............düşüncelerine katılıyorum.
  • Satır sonuna sığmayan birleşik sözcükler hecelerine ayrılırken basit bir sözcükmüş gibi ayrılır:
    ...............aslanağzı vardı, (yanlış)
    ...............aslanağzı vardı, (doğru)
  • Aralarında bir ilgi, ortaklık bulunan sözler arasına konur:

Fenerbahçe-Galatasaray maçını izledik.

İtalya-Rusya görüşmeleri askıya alındı.

  • Bir olayın başlangıcını ve sonunu gösteren tarihlerin arasına konur: I. Dünya Savaşı (1914-1918) yılları arasında oldu.
  • Eklerin  belirtilmesinde,  sözcüklerin  köklerini ve eklerini ayırmada kullanılır: -ecek, -siz, -t;
    insan-lar-ın
  • Fiil kök ve gövdelerinden sonra mastar eki yerine kullanılır: konuş-(konuşmak), güldür-(güldürmek)
  • Ara söz ve ara cümlelerin başında ve sonunda kullanılır: Evdeki herkesi -en çok da annemi- çok özledim.

Kesme İşareti (')
 

  • Özel adlara getirilen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Muğla'nın havası temizdir.
  • Rakamlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır. İzmir'e 1996'da yerleştik.
  • Kısaltmalara gelen ekler kesme işaretiyle ayırılır: DSİ'de arkadaşı çalışıyor.
  • Şiirlerde ölçüden dolayı hece düşmesini göstermek için kullanılır: N'eylersin ölüm herkesin başında?
  • Harflerden veya eklerden sonra gelen ekleri ayırmak için konur:

Türkçede -lik'le türetilmiş çok sözcük var.
Ansiklopediyi, a'dan g'ye kadar ben inceledim.

 

Ayraç (Parantez)

  • Cümle içindeki açıklamaların, ara sözlerin belirtilmesinde parantez kullanılır: Tanzimat edebiyatında N. Kemal'in (vatan şairi olarak bilinir) yeri tartışılmaz.
  • Kimi sözcüklerin eş anlamlıları ayraç içinde gösterilir: Benzetme (teşbih) edebiyatımızda sıkça kullanılan sanattır.
  • Yabancı sözcüklerin okunuşları ayraç içinde verilir: Balzac (Balzak) Fransızların ünlü yazarıdır.
  • Tiyatro  metinlerinde yapılacak hareketler ayraç içinde yazılır: Kavuklu (ellerini kaldırarak) dua etti.
  • Bir olayın başlangıç-bitiş tarihleri ya da ünlü bir ismin doğum-ölüm tarihleri parantez içinde verilir: Nurullah Ataç (1898-1957) usta bir deneme yazarımızdır.

Örnek Soru: (1991-DPY)


"Aman Allah'ım ( ) Güneş altında pırıl pırıl parlayan kocaman bir sazan balığı ( ) oltanın ucunda çırpınıp duruyordu ( )"
Yukarıdaki parantezlerin içerisine, sırasıyla hangi noktalama işaretleri getirilmelidir?

A)   (:)-(,)-(...)                       B)  (!)-(,)-(;)
C)   (!)-(,)-(.)                          D) (.)-(,)-(!)

Yanıt: C

İsimler (Adlar) (7. Sınıf)

SÖZCÜK TÜRLERİ

Türkçede sözcükler tek başına isim ya da fiildir.

Cümle içinde kullanılan sözcükler ise sekize (isim, sıfat, zamir, zarf, fiil, edat, bağlaç ve ünlem) ayrılır.

 

İSİMLER (ADLAR)

Canlı, cansız bütün varlıkları, duygu ve düşünceleri karşılayan sözcüklerdir.

Ev, yol, iş, güç, hava, su, gün, ay, sevinç, korku, keder...

 

İsimler, verilişlerine göre, sayılarına göre ve oluşları­na göre incelenir:

1. Varlıklara Verilişine Göre

a) Özel Ad: Bir benzeri olmayan varlıklara verilen isimlerdir. Özel adlar tanıtıcıdır.

  • Ayça, Bakırköy, Almanya, Çince...
  • Ülke, il ve yer adları: Türkiye, Ankara, Kadıköy, Millet Mahallesi...
  • Kişi adları: Alperen, Cafer, Nilgün, Ebru...
  • Irk ve dil adları: Türk, İngiliz; Türkçe, İngilizce...
  • Din, mezhep adları: İslamiyet, Musevi, Katolik...
  • Kurum ve kuruluş adları: Türk Dil Kurumu, Birey Dershaneleri, Cumhuriyet Lisesi...
  • Kitap, gazete ve dergi adları: Sinekli Bakkal, Sabah, Türk Dili...

 

Not: Özel adlarla ilgili şu özelliklere dikkat etmelisiniz:

 

  • Özel adlar her zaman büyük harfle başlar. Tatilde Antalya çok kalabalık olur.
  • Özel adlara gelen yapım ekleri kesme işaretiyle ayrıl­maz, çekim ekleri ayrılır.

 

Bartın bir arkadaşım var. (yapım eki)

Bartın'nın çileği meşhurdur. (çekim eki)

 

  • Özel adlarda yumuşama olmaz. Bilecik'e hafta sonu gideceğiz.

 

b) Tür (Cins) Adı: Aynı türden varlıklara verilen isimlerdir.

 

ağaç, ev, taş, bulut, su; dayı, teyze; akıl, ruh, mutluluk; baş, ayak, kulak, köpek, balık, kuş...

 

Not: Tür adları bir varlığa tanıtıcı olarak verilirse özel ad olur.

 

  • Antalya'da pamuk yetişir. (tür adı)
  • Bizim Pamuk yine kayıp. (özel ad)
  • Dün deniz çok dalgalıydı. (tür adı)
  • Sınava Deniz girmedi. (özel ad)

 

Not: Gök cisimleri gerçek anlamlarıyla kullanılırsa özel ad olur:

 

Ay, Dünya'nın. Dünya Güneş'in çevresinde döner.

 

Bu cümledeki altı çizili sözcükler gerçek anlamlı olduk­larından özel ad olarak kullanılmıştır.

 

Bu oda güneş almıyor.

Bugün dünyalar kadar işim var.

 

Bu cümlelerde geçen altı çizili sözcükler gerçek anlam­larıyla kullanılmadıklarından özel ad değildir.

 

2. Varlıkların Oluşlarına Göre İsimler

 

a) Somut Ad: Beş duyu organından (göz, kulak, burun, dil, cilt) biriyle algılanabilen varlıklara verilen isimlerdir.

Su, ağaç, hava, sıcak, ışık, koku, acı, ekşi, elektrik...

b) Soyut Ad: Beş duyu organıyla değil, akıl ve düşünce yoluyla algılanan kavramlara verilen isimlerdir.

Akıl, sevgi, mutluluk, öfke, hoşgörü, rüya, hayal...

 

 

 

Örnek Soru: (DPY-1991)

 

Aşağıdaki cümlelerde bulunan altı çizili kelimeler­den hangisi soyut isimdir?

 

A) Televizyonda güzel bir film var.

B) Gölün kenarında fotoğraf çekti.

C) Bu mağaraya girmek yürek ister.

D) Sofrada sadece kızartmalar yendi.

 

Cevap C

 

3. Sayılarına Göre İsimler:

 

a) Tekil Ad: Sayıca tek olan adlardır.

Kaşık, masa, ağaç öğrenci, iş, yol...

 

 

b) Çoğul Ad: Sayıca birden fazla olan adlardır. Dilimizde isimleri çoğul yapan ek, -lar, -ler ekidir.

Kuşlar, evler, çocuklar, kalemler, akıllar, ruhlar...

 

Not: -lar, -ler eki cümleye her zaman çoğul anlamı katmaz. Değişik anlamlar katar. Örneğin,

 

  • Dünyalar kadar kitabı vardı, (abartma)
  • Müdür beyler gelmedi, (saygı)
  • Bize dayımlar gelecek, (aile)
  • Nice Yavuz'lar yetiştirdik. (Yavuz gibiler, benzeri)

 

 

c) Topluluk Adı: Sayıca tekil, anlamca çoğul olan adlardır.

Sürü, heyet, ordu, grup, meclis, aile, millet...

 

 

 

Örnek Soru: (DPY-1995)

 

"Güzel" kelimesi hangi cümlede isim olarak kul­lanılmıştır?

 

A) Güzel bir elbise aldı.

B) Kitabındaki resmi güzel boyadı.

C) Defterini güzel şiirlerle doldurdu.

D) Saksıdaki çiçek çok güzeldi.

 

Cevap D

 

 

 

 

 

Örnek Soru:

 

Topluluk adları çoğul eki alabilir.

 

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul eki almış topluluk adı vardır?

 

A) Askerler, sınır boylarında nöbet tutuyor.

B) Orman yangınları nedense turizm döneminde oluyor.

C) Toplumsal olayları incelemek sosyologların görevidir.

D) Yollardaki güvenlik kafileler için artırıldı.

 

Cevap D

Cümlelerde Çeşitli Anlam Özellikleri

Cümleler ilettikleri yargılar yönünden çeşitli anlam özellikleri gösterir. Bunlar: 

Acıma

* Zavallı adam buz gibi havada sokakta kalmış.

* Çocuğun hâlini görünce içim parçalandı.

 

Saygı, hayranlık

* Ayy, böyle bir güzellik karşısında kim duygulan­maz!

* Bu resim değil, denizin ta kendisi.

* Sayın başkan, kararınız bizim için emirdir.

 

Övme - yüceltme

* Onun güzel sesi, bülbülleri bile kıskandırıyor.

* Annem, huriler ve melekler kadar güzeldir.

* Bu işi başka hiç kimse bu kadar güzel yapamaz­dı.

 

Yergi, alay, küçümseme

* Bu kız mı bizi orada temsil edecek?

* Siz bunlara heykel mi diyorsunuz?

* Bunlar saçsa mısır püskülleri de ipek.

* Bu beceriksiz adamların elinde kaldık.

 

Örnek Soru: (2002-OKS)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "küçümseme" anlamı vardır?

A) Bu maçı kazanıp da şampiyon olacaklarmış.

B) Eline geçen fırsatları değerlendirmeliydin.

C) Ne sen ne de ben, ona bu durumu anlatamadık.

D) Ne yazık ki bu konuyu her ikisi de biliyorlarmış.

Cevap: A

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "acıma" anlamı vardır?

A) Kuzucuğu sabahtandır seviyorlar.

B) Yavrucak üç gündür yol yürüyor.

C) Anneciğim beni çok bekledin mi?

D) Ablacığım yemekler çok güzel olmuş.

Cevap: B

 

Bezginlik, usanç, bıkkınlık

* Yeter, artık seni dinleyecek sabrım kalmadı!

* Off, bitsin artık bu işkence!

* Onun şikâyetlerine artık dayanamaz oldum.

 

Umutsuzluk - karamsarlık

* Bu derde kimse çare bulamaz.

* Borçlarımızı ödemek şöyle dursun karnımız bile doymaz.

 

Çıkışma - azarlama

* Bir daha karşıma böyle saçma bahanelerle gelme.

* Bu terbiyesizliklere bir son ver artık.

 

Özlem

* Güzel yurdum, dağlarını uzaktan göresim gelir.

* İzmir'in o kirli körfezi bile burnumda tütü­yor.

 

Şaşma

* İnanmıyorum, gerçekten sen misin bu?

* Aaa! O da mı gelmiş?

 

Yol gösterme - öğüt verme, tehdit

* Bu saçma sapan fikirleri bırak da dört elle işine sarıl.

* "Alma mazlumun ahım, çıkar aheste aheste."

* Ayağını denk al.

 

Yalvarma, yakarma

* Ne olur, artık gerçekleri söyleyin.

* Yalvarırım acıyın bize.

 

Üzülme - hayıflanma

* Tüh tüh! Demek, her şey yerle bir oldu.

* Bir tarih, gözlerimizin önünde yok oluyor.

 

Pişmanlık

* Bunları ona söylemekle ne aptallık ettim.

* Keşke seni dinleseydim.

 

Uyarı

* Dışarı çıkarken mutlaka şapkanızı alın.

 

Gerçeğe ulaşma, bir şeyin farkına varma

* Meğer burnumuzun dibindeki güzellikleri görmüyormuşuz.

* Bizim kızın ne kadar da hayranı varmış.

* Ben de bu konuyu hiç anlayamam sanıyordum.

 

Çaresizlik, elden bir şey gelmeme

* Ölümden kurtulan var mı?

* O, karşımda günden güne eridiği hâlde benim elimden hiçbir şey gel­miyor.

 

Sevinç - mutluluk

* Yaşasın! Yarın bayram.

* Tatile girdik, kuşlar gibi hürüm artık..

* Oh be, artık her istediğimi yapabilirim.

 

Yiğitlik - meydan okuma

* Var mı bana yan bakan?

* Karşıma çıkanın vay hâline...

 

Örnek Soru: (2003-OKS)

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "uyarı" söz konusudur?

A) Dışarı çıkarken iyi giyinmediğinden çok üşümüştü.

B) Bu şarkıyı bir daha dinlemek ister misiniz?

C) Kalemini bulamayınca kardeşine çok kızdı.

D) Seni sevenleri üzdüğünün farkında mısın?

Cevap: D

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerden hangisi pişmanlık bildirmektedir?

A) Senin dediklerini yapmalıydım.

B) Gazetedeki ilanları takip etmelisin.

C) Hava soğuk, iyi giyinmelisin.

D) Bu evi akşama kadar boyamalıyım.

Cevap: A

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerden hangisi ihtimal (olasılık) bildirmektedir?

A) Yağmurlu havalarda yağmurluğunu almalısın.

B) Yağmur kesilmiş olmalı.

C) Bu evraklar yarına yetişmeli.

D) Karadeniz'e derhâl gitmelisiniz.

Cevap: B

 

Örnek Soru:

"Önce iğneyi kendine  ........................, sonra çuvaldızı  başkasına." cümlesini hangi kelime anlamlı tamamlar?

A) yatır

B) tak

C) batır

D) götür

Cevap: C


Anlatım Özelliklerine Göre Cümleler (7. Sınıf)

1) Nesnel Yargı Bildiren Cümleler: Bu cümlelerde, cümlenin ilettiği yargı, kişiden kişiye değişmez. Herkes için aynıdır. Anlatılanlar; ölçülebilir, kanıtlanabilir nitelikteki kesin gerçekler­dir. Üzerinde yorum yapılamaz, beğenip beğenmeme söz konusu olamaz.

* İç Anadolu Bölgesi'nde yazlar sıcak geçer.

* Lise giriş sınavlarında yüz soru soruldu.

 

2) Öznel Yargı Bildiren Cümleler: Cümlenin ilettiği yargı, kişiden kişiye değişebilir; yargıyla ilgili yorum yapılabilir, beğenip beğenmeme söz konusu olabilir.

* Bu sınavdaki sorular, öğrenci seviyesini net olarak belirleyecek nitelik­te değil.

* Antalya, dünyanın en güzel kentlerinden biridir.

* Çocuk, futbolda oldukça başarılı

 

3) Neden - Sonuç Cümleleri: Böyle cümlelerde, birden fazla yargı vardır. Yargılar, birbirine neden-sonuç ilişkisiyle bağlıdır. Yani yargılardan biri nedeni, diğeri de bu nedene bağlı olarak ortaya çıkan sonucu anlatır.

* Televizyonu çok yakından izlediğinden gözleri bozulmuş.

* Acele ettiği için eli ayağına dolaşıyor.

Cümlede neden - sonuç ilgisi "nedeniyle, yüzünden, için" gibi kelimeler veya "-den" ekiyle kurulur.

 

4) Amaç - Sonuç İlişkili Cümleler: Bir şeyin yapılmasının amacı, başka bir cümlede belirtilir.

* Derse zamanında yetişebilmek için erken çıktım. (Erken çıkmaktaki amacı, derse zamanında yetişebilmektir.)

* Bu yemekleri, sizi doyurmak için hazırladım. (Yemek hazırlamaktaki amacı sizi doyurmaktır.)

"İçin" edatı "neden - sonuç" veya "amaç - sonuç" ilişkisi kurabilir. Bu kelime, cümleye "nedeniyle, yüzünden" anlamını veriyorsa "neden -sonuç" ilişkisi; "amacıyla" anlamını veriyorsa "amaç - sonuç" ilişkisi l kazandırır.

 

5)  Karşılaştırma Cümleleri: İki veya daha fazla kavram, varlık, olay, düşünce, sistem, kişinin ben­zer ya da farklı yönlerini ortaya koyarak onların birbirine göre durumunu belirten cümlelere karşılaştırma cümleleri denir.

* Sinemanın olanakları, tiyatrodan daha fazladır.

* İnsan ruhunu, romandan çok tiyatro etkiler.

* Çocuk, babasından hızlı yürüyor.

* Zaman, paradan değerlidir.

 

6) Tanım Cümleleri: Bir şeyin ayırıcı özelliklerini açıklayarak onun ne olduğunun belirtilmesidir. Yani "...........nedir?" sorusunun cevabı olan cümleler, tanım cümleleridir.

Tanım cümleleri genellikle "-dır" eki veya "denir" yüklemini içerir. Bu cümleler öznel veya nesnel anlatımlı olabilir.

* Televizyon, zamanımızı boşa harcatan bir iletişim aracıdır. (Öznel ta­nım)

* Zamanı ölçmeye yarayan araca saat denir. (Nesnel tanım)

 

7) Betimleme Cümleleri: Betimleme, kelimelerle resim yapma işidir. Yazar veya konuşmacı du­yulara seslenir. Gözümüzün önünde bir manzara oluşturmaya uğraşır. Bu­nu yaparken benzetmelerden yararlanılır.

* Eski ve çürük kapı büyük bir gürültüyle açıldı.

* İri, kemikli ve pençe gibi ellerini omzumda hissettim.

* Ağaçlardaki sarı sarı, olgun olgun armutları görünce gözleri yuvaların­dan fırladı.

 

8) Doğrudan Anlatım Cümleleri: Birinin sözünü veya cümlesini değiştirmeden alıp kendi cümlemizin içinde kullanma işidir:

* "Peki, akılsız iseler hangi yoldan gidecekler?" diye soracağınızı tah­min etmiyorum.

* "İnsan aklı doğayla savaş halindedir." diyor bir düşünür.

* Andre Gide, son yıllarında, "Artık yaşlandım galiba, anlayamıyorum yeni yazarları." diye yakınıyordu.

 

9) Dolaylı Anlatım Cümleleri: Birinin sözünü, kendi cümlemizin akışına uydurarak anlatımımızda kul­lanma işidir.

* Akılsız insanların hangi yoldan gideceklerini soracağınızı tahmin etmi­yorum.

* Sait Faik de her şeyin insanı sevmekle başladığını söyler.

* Nurullah Ataç, hastalıkta ağrıları dindiren en iyi ilacın şiir olduğunu, bo­yuna şiir okuduğunu söylüyor.

 

10) İhtimal (Olasılık) Cümleleri: Bir olayın, oluşumun izleyeceği gidişi, sonucu önceden kestirmeye ça­lışarak ulaşılan yargıdır.

* "Derslerine çalıştı, sınavları kazanabilir." cümlesinde öğrencinin dersle­rine çalışmasından dolayı sınavları kazanacağı tahmin edilmiştir.

* Artık o da gerçekleri anlamıştır.

* Telefon eden o olabilir.

 

11) Öneri Cümleleri: Bir işin yapılması ya da yapılmamasıyla veya gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesiyle ilgili teklif sunan cümlelerdir.

* Bu alanda iz bırakmak istiyorsanız öz­günlüğe önem vermenizi öneririm.

* İsterseniz bu kitabı okuyun.

* Ders çalışırken müzik dinlemeyi deneyebilirsiniz.

 

12) Ön Yargı (Peşin Hüküm) Cümleleri: Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiği­miz olumlu ve olumsuz düşüncelerimizi içeren cümlelerdir.

* Yıllarca ders alsa da yüzmeyi asla öğrenemez.

* Bu işler, senin başına çok sorun çıkaracak.

* Sen hiçbir işi başaramazsın.

 

13) Varsayım Cümleleri: Gerçekleşmemiş bir durumu gerçekleşmiş gibi kabul ederek görüş bil­diren cümlelerdir.

* Farz edelim ki oraya gittiniz.

* Tut ki istediğin oldu, bu seni mutlu ede­cek mi?

* Düşün ki şimdi baban buraya geliyor, ne yapardın?

* Farz et ki bir sürü balık yakaladın, ne yapardın?

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "gerçekte olmayıp öyle sanılan bir du­rum" söz konusudur?

A) Kızı da annesi gibi güzel resimler çiziyor.

B) Ahşap ev, bana, temelinden sallanıyor gibi geldi.

C) Güneş, bulutların arasından çıkacak gibi oldu.

D) Parası pulu yokmuş gibi eski püskü şeyler giyiyor.

Cevap: B

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerden hangisi ön yargı bildiren bir cümledir?

A) İsterseniz benimle festivale katılın.

B) Bu havada yaylaya çıkamazsın.

C) Beni sabah soran Ahmet olabilir.

D) Erken kalkabilirsem parkta yürüyeceğim.

Cevap: B



Ünlü Daralması Nedir? (7. Sınıf)

Türkçede "a, e" ünlüsü ile biten eylemlerin şimdiki zaman çekiminde, söyleyiş ve yazılışta da "a" ünlüleri "ı, u"; "e" ünlüleri "i, ü" olur:

  • başla-yor > başlıyor
  • kana-yor > kanıyor
  • oyna-yor > oynuyor
  • doyma-yor > doymuyor
  • izle-yor > izliyor
  • de-yor > diyor
  • gelme-yor > gelmiyor
  • gözle-yor > gözlüyor

Birden çok heceli ve "a, e" ünlüleri ile biten eylemler, ünlüyle başlayan ek aldıklarında bu eylemlerdeki "a, e" ünlülerinde söyleyişte yaygın bir da­ralma (ı ve i'ye dönme) eğilimi görülür. Ancak, söyleyişteki "ı, i" ünlüleri ya­zıya geçirilmez:

  • başlayan
  • yaşayacak
  • atlayarak
  • saklayalı
  • atmayalım
  • gel­meyen
  • izlemeyecek
  • gitmeyerek
  • gizleyeli
  • besleyelim

Buna karşılık tek heceli olan "de(mek)" ve "ye(mek)" eylemlerinde, söyleyişteki "i" ünlüsü yazıya da geçirilir:

  • diyen
  • diyerek
  • diyecek
  • diyelim
  • diye
  • yiyen
  • yiyerek
  • yiyecek
  • yiyelim
  • yiye
  • yiyince
  • yiyip

Ancak "deyince, deyip" sözlerindeki "e" yazılışta korunur.

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, söyleyişte olan bir ünlü daralması yazılışa geçirilerek yanlışlık yapılmıştır?

A) Ayrılıyoruz, deyip yolunu ayırdı.

B) Daha yaşıyacak ne günlerimiz var.

C) Ali, "Yarın gidiyoruz." deyince heyecanlandım.

D) Yemeği o kadar tuzlu yiyince hastalandı.

Cevap: B

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ünlü daralması yoktur?

A) Samet şu an telefonda konuşuyor.

B) Daha dün aldığım gömleğimi bulamıyorum.

C) Haftanın bazı günleri beni arıyor.

D) Son dakikaların doya doya yaşıyor.

Cevap: A


Ünlü Düşmesi Nedir? (7. Sınıf)

İkinci hecesinde dar ünlü bulunan iki heceli kelimeler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar ünlüler genellikle düşer:

  • ağız > ağzı
  • alın > alnı
  • bağır > bağrı, bağrım
  • beniz > benzi
  • beyin > beynimiz
  • bo­yun > boynu
  • böğür > böğrüm
  • burun > burnu
  • geniz > genzi
  • göğüs > göğsü
  • gönül > gönlünüz
  • karın > karnı
  • oğul > oğlu
  • çevir- > çevril-
  • devir- > devril-

 

Örnek Soru:

İkinci hecesinde dar ünlü bulunan iki heceli kelimeler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında ikinci hecelerindeki dar ünlüler genellikle düşer.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yukarıdaki kurala aykırı bir uygula­ma vardır?

A) Ne diyim, sizin karşınızda boynum kıldan ince.

B) Öğretmenimiz, vatan sevgisini beynimize nakış nakış işledi.

C) Karnı açlardan çok kalbi açlara acırım.

D) Günün bu vakitinde balıkçıların yüzü güler.

Cevap: D

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ünlü düşmesine uğramış bir kelime vardır?

A) Burun ameliyatı olmak için gün almıştı.

B) Soyunun padişahlara kadar uzandığını söylüyor.

C) Konu hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum.

D) Gönlümü kaptırmıştım bir güzel.

Cevap: D


de/da'nın Yazımı (7. Sınıf)

a) "-de" Ekinin Yazımı

"-de, -da" eki isim hâl ekidir. Kendinden önceki kelimeye bitişik yazılır ve ünlü uyumuna uyar; "-ta, -te" şekli vardır. Eklendiği kelimeye bulunma ve zaman anlamı katar.

Çantam arabada kalmış. (yer)

Saat beşte buluşalım. (zaman)

 

b) Bağlaç Olan "de, da"nın Yazılışı

Bağlaç olan "de, da" ayrı yazılır. Kendisinden önceki kelimenin son ün­lüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar:

Amcası da halası da düğüne geldi.

Haberi evine de bildirmişler.

Konuyu sana anlattım, ona da anlatmak istiyorum.

Yaşlı da olsam sizinle beraber geleceğim.

Bir mektup yazmaya başladı mı yazar da yazardı.

 

** Bağlaç olan "de" sertleşme kuralına uymaz; "ta" ya da "te" olarak kullanılmaz.

 

Örnek Soru: (1999-DPY)

Hangi cümlede "de, da'nın yazımı yanlıştır?

A) Geleceğin kökleri, mazi de aranmalıdır.

B) Halı da koltuk da tertemiz olmuştu.

C) Davet etti de gitmediniz mi?

D) Sanki zamanımız var da kalmıyoruz.

Cevap: A

 

Örnek Soru:

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, "-de / de"nin yazımı yanlıştır?

A) Burası köy de oturduğumuz eve çok benziyor.

B) Adam anılarını anlattı da anlattı.

C) Yakasındaki lekeyi sildi de geçmedi.

D) Bizimle beraber gelenlerden biri de buydu.

Cevap: A



Anket
 


hangi takım daha iyi?
FENERBAHÇE SK
GALATASARAY SK
BEŞİKTAŞ JK
Trabzon SK

(Sonucu göster)


Facebook beğen
 
Duyurular
 
SİTEMİZDE İYİ EĞLENCİLER
Takvim
 
 
Reklam
 
Anlamlı sözler Skype indir
 
Bugün 39197 ziyaretçi (83031 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol